Cuma, Aralık 31, 2010

PAHALILIK VE UCUZLUK

Soru:
Pahalılık ve ucuzluk Allah’tan mıdır, değil midir?.
Cevap:
Allah’ın dışındaki her şey, bütün objeler, onların nitelikleri ve durumları Allah tarafından yaratılmışlardır. O’nun mülküdürler. Onların, rabbi, yaratıcısı, sahibi ve tedbir edicisi O’dur. O’ndan başka rableri ve ilahları yoktur. Yaratma da emir de O’na aittir. Bu hususların hiçbirinde ortağı ve yardımcısı yoktur. Allah kendisini şu şekilde tanıtıyor:

“De ki: Allah’tan başka tanrı saydığınız şeyleri çağırın! Onlar ne göklerde ne de yerde zerre ağırlığınca bir şeye sahiptirler. Onların buralarda hiçbir ortaklığı yoktur, Allah’ın onlardan bir yardımcısı da yoktur. Allah’ın huzurunda, kendisinin izin verdiği kimselerden başkasının şefaati fayda vermez.” (Sebe, 22-23)

Allah, kendisinden başka ibadet edilen düzmece ilahların / tanrıların, göklerde ve yerde zerre ağırlığınca bir şeye sahip olmadıklarını haber veriyor. Mülküne ortak olmadıklarını, hiçbir şeyde kendisine yardımcı olmadıklarını bildiriyor.

Bu üç husus, Allah’tan başkasının sınırını belirliyor. Buna göre, bunlar, ya bağımsız mülkiyete sahip olmak üzere bir şeye sahip olurlar veya mülke eşit düzeyde ortak olurlar yahut ne bu ne de şu, sadece sahibine yarımcı olurlar. Bakan ve müsteşar gibi. Öğretmen ve yardımcı gibi.

Allah, kendisinden başkasının göklerde ve yerde zerre ağırlığınca bir şeye sahip olmadıklarını belirtiyor. Kendisinden başkasının, az veya çok miktarda ortaklığının da söz konusu olmadığını haber veriyor. Buna göre, Allah’tan başkası hiçbir şeye sahip değildir, hiçbir şeyde ortaklıkları yoktur ve Allah’ın yardımcı da yoktur. Allah’ın veziri, danışmanı ve yardımcısı olmaz.

Nitekim yüce Allah şöyle buyuruyor:

“Çocuk edinmeyen, hakimiyette ortağı bulunmayan, acizlikten ötürü bir dosta da ihtiyacı olmayan Allah’a hamdederim, de ve tekbir getirerek O’nun şanını yücelt!” (İsra, 111) yaratılanlar, acizlikten, zayıflıktan dolayı başkasını dost edinirler. Kendisini dost edinen biri olursa, bu dost sayesinde kendini güçlü hisseder. Allah, acizliğinden, zayıflığından dolayı hiç kimseyi dost edinmez. Bilaki, Allah bizzat üstündür, güçlüdür.

“Kim izzet ve şeref istiyor idiyse, bilsin ki, izzet ve şerefin hepsi Allah’ındır.”(Fatır, 10)

Allah’ın mü’min kullarını dost edinmesi ise, rahmetinden, nimetinden, hikmetinden, ihsanından, cömertliğinden, lütfundan ve inamından dolayıdır.

Şimdi meseleye gelelim.

Pahalılık, fiyatların yükselmesinden, ucuzluk ise, fiyatların düşmesinden kaynaklanır.

Bunlar, tek ve ortaksız Allah’tan başka yaratıcısı olmayan mahlûkatın kapsamına giren olgulardır. Bunlardan hiçbiri Allah’ın dilemesi ve kudreti olmaksızın gerçekleşemez. Fakat yüce Allah, kulların bazı fiillerini bazı olaylara sebep kılabilir. Tıpkı katilin öldürme fiilini, maktulün ölümünün sebebi kıldığı gibi.

Aynı şekilde, fiyatların yükselmesinin, kulların işledikleri zulümlerden, fiyatların düşmesinin de bazı kulların ihsanından dolayı öngörmüş olabilir. Bundan dolayı,

Mutezililer ve başkaları gibi Kaderiyeciler, pahalılık ve ucuzluğu bazı insanlara nispet etmişlerdir ve buna dayalı olarak şu fasit üç sonuca varmışlardır:

Birincisi: Kulların fiilleri Allah tarafından yaratılmamıştır.

İkincisi: Kulun fiilinin, yine kul tarafından meydana getirilen bir sebebi vardır.

Üçüncüsü: Pahalılık ve ucuzluk da bu sebepten dolayı meydana gelir.

Bunlar yanlış hükümlerdir. Çünkü yüce Allah’ın, kulların fiilleri de dahil olmak üzere her şeyin yaratıcısı olduğu kesindir. Buna birçok işitsel (nakli) ve akli kanıt delalet etmektedir. Ümmetin selef kuşağı ve imamlar bu hususta ittifak etmişlerdir. Buna ek olarak şunu da söylemişlerdir:

Kulların kudreti ve dilemesi vardır. Onlar kendi fiillerinin failleridirler....

Ayrıca Allah’ın sebepleri ve hikmetleri yarattığını da vurgulamışlardır.

Kader meselesi, büyük bir meseledir. Bu konuda iki grubun ayağı kaymıştır.

1 - Bir grup, Allah’ın her şeyin yaratıcısı olmasını, dilediğinin olmasını ve dilemediğinin de olmamasını inkâr etmiştir. Buna Mutezilileri örnek verebiliriz.

2 - Bir grup da kulun, kendi fiillerinin faili olmasını, kulların güç yetirilen şeyler üzerinde etkisi bulunan kudretlerinin olmasını veya mahlûkat içinde başka şeylerin sebepleri olabilecek şeylerin olmasını ya da yüce Allah’ın bir şeyi bir hikmetten dolayı yaratmış olmasını inkâr etmiştir. Buna Cehm b. Safvan ve birçoğu ehl-i sünnete nispet edilen Cebriyeci tabilerini örnek gösterebiliriz.

Bu konuda, başka yerlerde uzun açıklamalara yer verilmiştir.

İkinci temel prensip:

Sebeplerden biri kulun fiili olabilir. Yemenin doymaya sebep olması, öldürmenin canın çıkmasına sebep olması gibi. Mutezililerin çoğu, bunun kulun fiili olduğunu söyler.

Cebriyeciler ise, kulun fiiline bu hususta bir etkinlik tanımazlar, bilakis, kulun fiilinin sebep olmasını kabul etmezler. Diyorlar ki, kulun fiilinden dolayı değil, kulun fiilinin yanında meydana gelmiştir.

Ümmetin selef kuşağı ve imamlar ise, kulun, kendisiyle kaim olan hareketleri gibi, bunun da, yani pahalılık ve ucuzluğun faili olduğunu öngörmezler. Ancak sebepler arasında yer almalarını reddetmezler. Yüce Allahın, bu gibi bir sonucun gerçekleşmesi hususunda, başka sebeplerin yanında kulun fiilinin de bir sebep olmasını öngörmüş olabileceğini belirtirler.

Yüce Allah bu iki hususa da kitabında işaret etmiştir:

“İşte onların Allah yolunda bir susuzluğa, bir yorgunluğa ve bir açlığa duçar olmaları, kâfirleri öfkelendirecek bir yere ayak basmaları ve düşmana karşı bir başarı kazanmaları, ancak bunların karşılığında kendilerine salih bir amel yazılması içindir. “Çünkü Allah iyilik yapanların mükafatını zayi etmez. Allah onları, yapmakta olduklarının en güzeli ile mükafatlandırmak için küçük büyük yaptıkları her masraf, geçtikleri her vadi mutlaka onların lehine yazar.” (Tevbe, 120-121)

İnfak etme ve yürüme kullarla kaim olan amellerin kendisidir. Bunlarla ilgili olarak Allah “kendilerinin lehine yazar.” buyuruyor. Bunlarla ilgili olarak:

“bunların karşılığında kendilerine salih bir amel yazılması içindir” demiyor. Çünkü bunlar onların amellerinin kendisidir. Dolayısıyla bunların yalnızca yazılmalarıyla maksat hasıl olur. Buna karşılık, susuzluk, yorgunluk ve açlık gibi cihadın dışında da olabilecek olaylar açısından farklı bir durum söz konusudur. Kâfirlere yaptıklarından dolayı kendilerine kin duymaları da farklıdır. Çünkü bu, fiillerinin kendisi değil, sebeplerden dolayı meydana gelmiş bir hadisedir ve kendi fiilleri de bu sebeplerden biri olabilir.

Bu yüzden yüce Allah bunlarla ilgili olarak:

“Ancak bunların karşılığında kendilerine salih bir amel yazılması içindir” buyurmuştur.

Bundan da anlaşılıyor ki, kulların fiillerinin doğurduğu sonuçlara karşılık kendileri için bir amel öngörülür. Çünkü fiilleri bunların gerçekleşmesin sağlayan sebeplerden biridir.

Nitekim peygamber efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

“Kim insanları doğru yola çağırırsa, kendisine tabi olanların ecri kadar ona da ecir yazılır ve tabi olanların ecrinde hiçbir eksilme olmaz. Kim insanları sapıklığa çağırırsa, kendisine tabi olanların vebali kadar kendisine de vebal yazılır ve tabi olanların vebalinde hiçbir eksilme olmaz.” (Müslim, Zikir, 15-16)

Üçüncü prensip:

Pahalılık ve ucuzluğun sebepleri sırf bazı insanların zulmü ile sınırlandırılamaz. Bunda, yaratılan şeylerin eksikliği sebep olabilir.

Ya da istenen malın memlekete girişinde azalma olması da bir sebep teşkil edebilir. Bir mala talep artar, buna karşılık talep edilen mal az bulunursa, fiyatı artar.

Öte yandan mal çoğalır, buna karşılık talep azalırsa, bu sefer de fiyatı düşer.

Malın azalması ve çoğalması, kullardan dolayı olmayabilir. Zulüm nitelikli olmayan bir sebepten kaynaklanabilir, aynı şekilde herhangi bir zulümden dolayı da gerçekleşebilir.

Allah kalplere bir mala rağbet etme duygusunu yerleştirebilir.

Çünkü yüce Allah, rivayette işaret edilen şu durumu gerçekleştirebilir:

Talep arttığı zaman, fiyatlar yükselir, talep azaldığı zaman, fiyatlar düşer.

Salı, Aralık 21, 2010

ADALET HERKESE LAZIM

   ADALET NEDİR?:
                                                                           Ali_İmran Suresi - Ayet 7
هُوَ الَّذٖى اَنْزَلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ مِنْهُ اٰيَاتٌ مُحْكَمَاتٌ هُنَّ اُمُّ الْكِتَابِ وَاُخَرُ مُتَشَابِهَاتٌ فَاَمَّا الَّذٖينَ فٖى قُلُوبِهِمْ زَيْغٌ فَيَتَّبِعُونَ مَا تَشَابَهَ مِنْهُ ابْتِغَاءَ الْفِتْنَةِ وَابْتِغَاءَ تَاْوٖيلِهٖ وَمَا يَعْلَمُ تَاْوٖيلَهُ اِلَّا اللّٰهُ وَالرَّاسِخُونَ فِى الْعِلْمِ يَقُولُونَ اٰمَنَّا بِهٖ كُلٌّ مِنْ عِنْدِ رَبِّنَا وَمَا يَذَّكَّرُ اِلَّا اُولُوا الْاَلْبَابِ

O Sana Kitab'ı indirendir. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteşabihtir.  Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteşabih âyetlerinin ardına düşerler. Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır" derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.

Bakara(*) Sûresinin 282 . Ayetinde
Ey iman edenler! Belli bir süre için birbirinize borçlandığınız zaman bunu yazın. Aranızda bir yazıcı adaletle yazsın. Yazıcı, Allah’ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, (her şeyi olduğu gibi dosdoğru) yazsın. Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah’tan korkup sakınsın da borçtan hiçbir şeyi eksik etmesin (hepsini tam yazdırsın). Eğer borçlu, aklı ermeyen, veya zayıf bir kimse ise, ya da yazdıramıyorsa, velisi adaletle yazdırsın. (Bu işleme) şahitliklerine güvendiğiniz iki erkeği; eğer iki erkek olmazsa, bir erkek ve iki kadını şahit tutun. Bu, onlardan biri unutacak olursa, diğerinin ona hatırlatması içindir. Şahitler çağırıldıkları zaman (gelmekten) kaçınmasınlar. Az olsun, çok olsun, borcu süresine kadar yazmaktan usanmayın. Bu, Allah katında adalete daha uygun, şahitlik için daha sağlam, şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir. Yalnız, aranızda hemen alıp verdiğiniz peşin ticaret olursa, onu yazmamanızdan ötürü üzerinize bir günah yoktur. Alış-veriş yaptığınız zaman da şahit tutun. Yazana da, şahide de bir zarar verilmesin.72 Eğer aksini yaparsanız, bu sizin için günahkârca bir davranış olur. Allah’a karşı gelmekten sakının. Allah size öğretiyor. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.73
Âl-i İmrân(*) Sûresinin 18 . Ayetinde
Allah, melekler ve ilim sahipleri, ondan başka ilah olmadığına adaletle şâhitlik ettiler. Ondan başka ilah yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Âl-i İmrân(*) Sûresinin 21 . Ayetinde
Allah’ın âyetlerini inkar edenler, Peygamberleri haksız yere öldürenler, insanlardan adaleti emredenleri öldürenler var ya, onları elem dolu bir azap ile müjdele.
Nisâ(*) Sûresinin 3 . Ayetinde
Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan ikişer, üçer, dörder olmak üzere nikahlayın.2 Eğer (o kadınlar arasında da) adaletli davranmayacağınızdan korkarsanız o taktirde bir tane alın veya sahip olduğunuz (cariyeler) ile yetinin. Bu, adaletten ayrılmamanız için daha uygundur.
Nisâ(*) Sûresinin 58 . Ayetinde
Allah size, emanetleri mutlaka ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor. Doğrusu Allah, bununla size ne güzel öğüt veriyor! Şüphesiz ki Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.
Nisâ(*) Sûresinin 129 . Ayetinde
Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, kadınlar arasında adaleti yerine getiremezsiniz. Öyle ise (birine) büsbütün gönül verip ötekini (kocası hem var, hem yok) askıda kalmış kadın gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, şüphesiz Allah çok bağışlayıcı ve çok merhamet edicidir.
Nisâ(*) Sûresinin 135 . Ayetinde
Ey iman edenler! Kendiniz, ana babanız ve en yakınlarınızın aleyhine de olsa Allah için şahitlik yaparak adaleti titizlikle ayakta tutan kimseler olun. (Şahitlik ettikleriniz) zengin veya fakir de olsalar (adaletten ayrılmayın). Çünkü Allah ikisine de daha yakındır. (Onları sizden çok kayırır.) Öyle ise adaleti yerine getirmede nefsinize uymayın. Eğer (şahitlik ederken gerçeği) çarpıtırsanız veya (şahitlikten) çekinirseniz (bilin ki) şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Mâide(*) Sûresinin 8 . Ayetinde
Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz sizi adaletsizliğe itmesin. Adil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
Mâide(*) Sûresinin 42 . Ayetinde
Onlar, yalanı çok dinleyen, haramı çok yiyenlerdir. Eğer sana gelirlerse ister aralarında hüküm ver, ister onlardan yüz çevir. Onlardan yüz çevirecek olursan sana asla hiçbir zarar veremezler. Eğer hükmedecek olursan aralarında adaletle hükmet. Çünkü Allah, âdil davrananları sever.
Mâide(*) Sûresinin 106 . Ayetinde
Ey iman edenler! Birinizin ölümü yaklaştığı zaman vasiyet sırasında aranızda şahitlik (edecek olanlar) sizdenadaletli iki kişidir. Yahut; seferde olup da başınıza ölüm musibeti gelirse, sizin dışınızdan başka iki kişi şahitlik eder. Eğer şüphe ederseniz, onları namazdan sonra alıkorsunuz da Allah adına, “Akraba da olsa, şahitliğimizi hiçbir karşılığa değişmeyiz. Allah için yaptığımız şahitliği gizlemeyiz. Gizlediğimiz takdirde şüphesiz günahkârlardan oluruz” diye yemin ederler.

Cuma, Haziran 25, 2010

Hak Din İslam

بسم الله الرحمن الرحيم
السلام عليكم ورحمة الله وبركاته
(ÂLİ IMRÂN suresi 19. ayet)
إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ وَمَا اخْتَلَفَ الَّذِينَ أُوْتُواْ الْكِتَابَ إِلاَّ مِن بَعْدِ مَا جَاءهُمُ الْعِلْمُ بَغْيًا بَيْنَهُمْ وَمَن يَكْفُرْ بِآيَاتِ اللّهِ فَإِنَّ اللّهِ سَرِيعُ الْحِسَابِ
Allah nezdinde hak din İslâm'dır. Kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah'ın âyetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki Allah'ın hesabı çok çabuktur.

Said-i Nursi Diyor ki:

”Bir tek gayem vardır: O da, mezara yaklaştığım bu zamanda, İslâm memleketi olan bu vatanda bolşevik baykuşlarının seslerini işitiyoruz. Bu ses, âlem-i İslâm’ın iman esaslarını zedeliyor. Halkı, bilhassa gençleri imansız yaparak kendisine bağlıyor. Ben bütün mevcudiyetimle bunlarla mücâdele ederek gençleri ve Müslümanları imana dâvet ediyorum.,,

(Şuâlar, s. 427),,

Blog Listem

  • FİLİSTİNİN TAPUSU.BİZİM ELİMİZDE - 2014 YILINDAN BER, İSRAİLİN UÇAK YAKITI TÜRKİYEDEN GİDİYOR.ÜZGÜNÜM. İSRAİL İŞGALCİFİR.GELDİĞİYERE SÜRÜLMELİ. ERDOĞAN,KUDÜSÜ İSRAİLE SATTI.>>https://yo...
    1 yıl önce
  • ŞİRK ve KÜFÜR: Kadının Namazı - ŞİRK ve KÜFÜR: Kadının Namazı: أَلنِّسَاءِيَّاتْ KADININ NAMAZI EVİNDE OLMALIDIR -2 صلاة المرأة في بيتها -25 الحديث الخامس والعشرون : عَنْ أُمِّ حُمَيهدٍ ا...
    10 yıl önce
  • İSLÂM’DA LAİKLİK YOKTUR - İSLÂM’DA LAİKLİK YOKTUR .إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ Allah katında tek Din İslâmdır. Laiklik; geniş ve basit tanımı ile, dinin siyasal ha...
    10 yıl önce
  • İSLÂM’DA LAİKLİK YOKTUR - * İSLÂM’DA LAİKLİK YOKTUR * .إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ Allah katında tek Din İslâmdır. Laiklik; geniş ve basit tanımı ile, dinin siyasal h...
    10 yıl önce
  • REÇETE-şiir - Ey yüksek sosyeteye mensup modacı hanım, Eğlence zümresinin başının tacı hanım, Bu metod ki, sizlerin müsbet ilâcı hanım: Dışının görünüşü içinin aynasıd...
    10 yıl önce
  • SAAT KODLARI - http://sitene-kod-ekle.tr.gg/saat-kodlar&%23305;-flashl&%23305;--k1-.oe.rnekli-k2-.htm
    13 yıl önce
  • Manyaklara Güzel Cevap - ÖRTÜNMEK İSLAMIN EMRİDİR. CHP'den,İSLAM DİNİNE HÜCUM CHP Deşifre Olmuştur Bunlar,Türbanlıyı mahkemeye veriyor,Çarşaflıya rozet takıyor.Halkı aldatıyorlar.
    13 yıl önce
  • HIRİSTİYANLAR PİSLİKTİR SEVİLMEZ - وَقَالُواْ لَن يَدْخُلَ الْجَنَّةَ إِلاَّ مَن كَانَ هُوداً أَوْ نَصَارَى تِلْكَ أَمَانِيُّهُمْ قُلْ هَاتُواْ بُرْهَانَكُمْ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ *(BAKAR...
    14 yıl önce
  • Hıristiyanlar Sevilmez - وَقَالُواْ لَن يَدْخُلَ الْجَنَّةَ إِلاَّ مَن كَانَ هُوداً أَوْ نَصَارَى تِلْكَ أَمَانِيُّهُمْ قُلْ هَاتُواْ بُرْهَانَكُمْ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ *(BAKAR...
    14 yıl önce
  • Hak Din İslamdır - *HAK DİN.TEK DİN.İSLAMDIR.* (ÂLİ IMRÂN suresi 19. ayet) إِنَّ الدِّينَ عِندَ اللّهِ الإِسْلاَمُ وَمَا اخْتَلَفَ الَّذِينَ أُوْتُواْ الْكِتَابَ إِلاَّ مِن...
    14 yıl önce
  • İki Yüzlülük - 259) İki Yüzlülüğün Kötülenmesi Bu bölümdeki bir ayet ve iki hadis-i şeriften insanların iki yüzlülüklerini herkesten gizleyebileceklerini, fakat Allah’tan...
    14 yıl önce
  • İki Yüzlülük - İki Yüzlülüğün Kötülenmesi 259) İki Yüzlülüğün Kötülenmesi Bu bölümdeki bir ayet ve iki hadis-i şeriften insanların iki yüzlülüklerini herkesten gizleyebile...
    14 yıl önce
  • HUDÛD (İSLAM CEZA HUKUKU) - 15: HUDÛD (İSLAM CEZA HUKUKU) *BÖLÜM: 1* *Ø** KENDILERINDEN KALEM KALDIRILAN, CEZA VERILMEYEN KIMSELER VAR MIDIR?* *1423-* Ali (r.a.)’den rivâyete göre,...
    15 yıl önce
  • SAPIKLIĞA DÜŞEN KAVİMLERİN GÖRÜŞLERİ - Şimdi bizim sapık kavimlerin rububiyetle ilgili görüşlerini incelememiz Kur’an-ı Kerim’in onları hangi noktalardan ve niçin reddetme yoluna gittiğini ve b...
    15 yıl önce
  • Demokratik çalışma ve amel ilişkisi - *Demokratik Çalışma ve Amel ilişkisi :* İslam adına , müslüman olarak belli bir partinin çalışmalarına katılan kimselerin yaptıkları bu iş, sıhhat şartl...
    15 yıl önce
  • İBNİ TEYMİYYE-8.CİLT - بســـم الله الرحمن الرحيم "(İyi bilinmelidir ki) Allah'ın dostlarına hiçbir korku yoktur ve onlar üzülecek de değildirler. Onlar, iman edip (gerektiği gi...
    15 yıl önce
  • Çay Sohbeti - *İBN-İ TEYMİYYE** ve İBN-İ TEYMİYYE-7.Cilt ve İBNİ TEYMİYYE-8.CİLT* *İslâm Güneşi,Mekke'den Doğar.Dünyayı Aydınlatır.* *İslâm Bahçesinde,Dinî Yazı,Resim ve...
    15 yıl önce
  • Lanetlikler - الحديث الرابعوالثمانون عن أبي هريرة رضي اللّه عنه قال لَعَنَ رسولُ اللَّهِ صلى اللَّه عليه وسلّم مُخَنَّثِي الرِّجالِ الذينَ يتَبَّهونَ بالنِّساءِوالمُتَ...
    16 yıl önce